Rusya Devlet Başkanı Putin’in zaman zaman kameraların karşısına geçip halkın sorularını yanıtladığını gündeme getiren Ahmet Taşqetiren, böyle bir uygulamanın seçim öncesi Türkiye’de de yapılabileceğini belirtti. Dünyada otoriter rejim olarak tanımlanan Rusya’ya göre Türkiye’nin daha demokrat sayılması gerektiğini ifade eden Taşgetiren “Ama şu Putin’in yaptığına benzer bir tv programı bizde yapılabilir mi, diye sorulursa da ‘Neden olmasın!’ gibi bir cevap vermek mümkün değil.” diye yazdı.
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren halkın sahici dertleri olarak Erdoğan’a sorulması gereken soruları “Putin’inkine benzer bir soru – cevap programı” başlıklı yazısında şöyle aktardı:
“Onun için bizzat sayın Cumhurbaşkanı kameraların karşısına geçip, halkın sahici sorularını cevaplandırmalı. Ben gelebilecek sorulardan bir demet yapmayı deneyeceğim. Sizler de yorumlarınıza, tabii ki saygıyı gözeterek sorular ekleyebilirsiniz. Hadi soralım:
-Asgari ücretle, ya da en düşük – en yüksek emekli maaşı ile bir hafta yaşamayı denediniz mi?
-Tebdil-i kıyafetle çıkıp İstanbul’da bodrumda bir oda kiralamayı düşünseniz kaç liraya kiralayabileceğinizi tahmin ediyorsunuz? (Brüt 161 bin lira maaş alan MB Başkanı Hafize Gaye hanım kiralık ev bulamamış, annesinin yanına yerleşmiş. ‘Bir kişinin on evi değil, on kişinin bir evi olmalı’ diyor. İstanbul’da bir profesör nasıl yaşasın?)
-Ekonominin bu hale gelmesinde zat-ı alinizin payının ne kadar olduğunu düşünüyorsunuz?
-Ekonomiyi daha önce zat-ı aliniz yönetti, şimdi her şeyi Mehmet Şimşek’e ve Hafize hanıma mı emanet ettiniz? 2026’da gerçekten enflasyonun tek haneye düşeceğinden emin olduğunuz için mi faizlerin böyle yukarı doğru seyrine razı oldunuz?
-Bu kadar mafyacı ne zaman doldu bu ülkeye, nasıl vatandaşlık aldılar, Ali Yerlikaya İçişleri Bakanı oluncaya kadar bu ülkede bir İçişleri Bakanı yok muydu, memlekete bu adamların doluştuğunu size bildiren kimse olmadı mı?
-Peş peşe bu kadar gayrı meşru para ilişkisinin ortaya çıkmasında ülke yönetiminin hiçbir sorumlululuğu yok mu?
-Önümüzde mahalli seçimler var, “Cumhur’un başkanı” olarak partinizin adayları için yine yollara düşecek misiniz, toplumda bunun yadırgandığı gibi bir yaklaşım zat-ı aliniz için hiç mi önem arz etmiyor?
-Filistin – Gazze acısına sizden beklenen en yüksek tonda sahip çıktınız, dünyayı sorguladınız. İnsanlık vicdanını uyandırmaya çalıştınız. Ama İsrail ile derinden akan ticari ilişkiler konusu örtülü kaldı. Ne oluyor oralarda, makul bir gerekçe var mı?
İşte böyle sorular. Buraya not ettiklerim gene de halkın yaşadıkları açısından bakıldığında çok naif kalabilir. Diyelim deprem bölgesinden çok sert sorular gelebilir. Bence böyle bir soru – cevap kapısı açıldığında sayın Cumhurbaşkanı gerçek Türkiye fotoğrafını görmüş olur. Denemekten kimseye zarar gelmez. Ne de olsa yeni bir seçime daha dört yıl var.” (HABER MERKEZİ)